- Anasayfa
- Blog Detay
Narsist bireyler kendilerine ve çevrelerine verdikleri zorluklar ve sıkıntılar hayatı çekilmez kılmaktadır. Genellikle çocukluk döneminin kişilik üzerinde yarattığı ruhsal sıkıntılar tedaviler sayesinde daha işlevsel hale getirilebilir.
Narsist kişilik bozukluğundan muzdarip kişiler, kendilerine hayran olmaları, asla hatayı kendilerinde görmemeleri nedeniyle terapiyi kabul etmeleri pek mümkün değildir. Çünkü rahatsızlığının farkında değillerdir. Bunun yerine narsisistik kişilik bozukluğu ile birlikte görülebilen depresif bozukluk, kaygı bozukluğu, ilişki problemleri gibi sorunlarla destek araması daha olasıdır. Ama yine de bunun kendileri için bir zayıflık göstergesi olabileceği düşüncesi ile tedavilerini yarıda bırakmaları da büyük olasılıkla söz konusu olabilir.
Terapiyi kabul ettikleri durumlarda ise genelde; depresyon, kaygı, panikatak, mutsuzluk, cinsel sorunlar, boşluk hissi veya aile içi çatışmalar gibi durumlar söz konusudur.
Narsist bireylerin davranışlarını çok daha iyi anlamasına, daha yerinde bir öznellik duygusu oluşturmalarına ve davranışlarını çok daha iyi kontrol edebilmeleri için tedavi yöntemleri mevcuttur;
- Bireysel Psikodinamik Psikoterapi
Narsist kişilik bozukluğunu tedavi etme amacıyla etkili bir şekilde uygulanmaktadır ancak tedavi süreci çok uzun ve zor olabilmektedir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi
Bireylerin yıkıcı davranış ve düşünce kalıplarını yıkmalarına katkıda bulunmak amacı ile uygulanan ve genelde etkili olan bir tedavi yöntemidir. Tedavinin amacı yıkıcı ve çarpık düşünceleri değiştirerek daha realist bir özbenlik yaratmaktır.
- Psikotrop İlaçlar
Bu ilaçlar genellikle uzun süreli değişimler için etkisiz kalmaktadır ancak bazı vakalarda anksiyete veya depresyonun belirtilerini tedavi etme amacıyla verilmektedir.
Psikiyatri doktorunun, bireyde, büyük öznellik duygusu, dikkat çekme, empati, merhamet, ilişkilerde kişilik işlevlerinde bozukluklar sergilemesiyle fark edebileceği bir rahatsızlıktır. Bu davranış ve kişilik bozukluğu istikrarlı bir şekilde devam eder.
DSM-5’e göre bir kişinin narsist bir kişiliğe sahibi olduğunu belirlemek için aşağıda belirtilen semptom ve davranışlardan en az beş tanesine sahip olmalıdır;
Kendini beğenmişlik, narsistik bozukluğunun en belirgin özelliğidir. Kibir veya gösterişten çok daha fazlasıdır. Narsist bireyler, benzersiz, kusursuz ya da özel olduklarını düşünürler. Bütün insanlardan çok daha iyi olduklarına inanırlar. Başarıları ve becerileri ile alakalı konuşurken çokça abartırlar veya yalan söylerler. İş ya da ilişkileri ile alakalı konuştukları zaman, anlattıkları tek şey ne denli harika oldukları ve yaşamlarındaki bireylerin kendine sahip oldukları için ayrıcalıklı olduklarıdır.
Narsist bireyler, yarattıkları bir hayal dünyasında yaşarlar. Sonsuz başarı, güç ve zekâ ile birlikte kendilerini kontrolde ve ayrıcalıklı hissetmelerini sağlamakta olan bu fantezi dünyalarına ters gelen gerçekleri ve olayları görmezden gelirler. Hayal dünyalarını tehdit eden her duruma karşı aşırı tepkiler verirler.
Kendilerini üstün gören bu bireyler, devamlı olarak pohpohlama ve alkış almazsa, üstünlükleri zamanla söner. Bu sebeple zaman zaman iltifat etmek onlar için yeterli değildir. Narsist bireyler, egolarını tatmin etmek için devamlı onaylanmaya muhtaçtırlar. Bu taleplerini karşılayan bireyler ile sosyalleşirler. Ayrıca eğer hayranı olan bireyin hayranlığı ve takdirinde bir aksama veya azalma olursa, bu durumu ihanet olarak algılar.
Olumlu davranışlar görmeyi hak ettiklerini düşünürler. Talep ettikleri her şeye sahip olmaları gerektiğini düşünürler.
Narsist bireylerin, empati yapma veya karşısındaki bireyin duygu ve fikirlerini anlamaya çalışmak gibi duyguları yoktur. Kendi istek ve taleplerine ulaşmak için umursamaz bir şekilde diğer bireylerden yararlanırlar.
Aşırı özgüvenli ve ünlü olan narsist bireyler, muhtaç ve kişiliklerine hayran olmayan veya herhangi bir şekilde onlara karşı gelen bireyleri etkisiz kılmanın tek yolunun bu bireylere hakaret ederek aşağılamak veya bu bireylere zorbalık etmek olduğunu düşünmektedirler.